Gol Sevinçleri

GOOOOOLLLLLL!!!!! İşte bu futbolu seven , gönül verenlerin duymak istedikleri , haykırmak istedikleri tek sözdür .Futbol gol ile bütünleşir ,anlam kazanır ve haza dönüşür.İster stadyum'da ister tv karşısında golle tanışma anı sabırsızlık içerisinde beklenir, eğer hiçbir imkan yoksa radyodan o sesi duymak için kulak kabartılır.Maç kaç kaç ? sorsundan sonra ilk sorulan soru Golleri kim attı olması bile gol'ün önemini anlatmaya yeter. Bu olağanüstü şeyi , futbolun belkide herşeyi gol'ü yapmak için sahada kıran kırana bir mücadele yapılır .Sahada mücadele eden her futbolcu pozisyonu ne olursa olsun gol atmayı gol atan oyuncu olarak tribünlerle bu çoşkuyu paylaşma hayalini kurar. O hayal ki belki bir ömür boyu gerçekleşemez, belki de tatminsiz bir duygu gibi her yapıldıkça farklı haz alınan bir tutkuya dönüşebilir . Gol'ün en büyük hazzını ,keyifini ve sevinci'ni sahada bu gol'ü atan oyuncu yaşar . Sonuçta o bekleneni yapan top'u filerle buluşturan bir kahramana dönüşür
Sonuçta arzuyla beklenen gol atılır . GOL olmuştur .Gol'ü gerçekleştiren oyuncu coşkuyla sahada koşmaya başlar .Tribünlerde taraftarlar kendinden geçer koca koca adamlar garip garip hareketler ve tavırlara bürünür. Futbol işte bunun için oynanıyor , izleniyor ve tutkulu kalabalıkları ardınadan sürüklüyor . Futbol goldür ve gol sonrası sevinç gösterisi bu işin en beklenen anıdır . Futbolcu golü attıktan sonra kendi ya da başkalarının hayatını tehlikeye atmadıkça ve genel kabul gören ahlak kurallarına aykırı davranmadıkça hertürlü gol sevinci özgürlüğünü yaşama hakkına sahiptir . Çünkü gol futbolun meyvası ve show'un en önemli parçasıdır .Dünyada birçok golcü ilginç gol sevinçleri ve haraketleri ile hafızalara yer etmiş , akıllara geldikçe belkide attığı golden çok gol sevinciyle anılır olmuştur . Buna da engel olup futbolu iyice öldürmeyelim . Mesela taklacı güvercin misali olanlar vardır , başta Hugo Sanchez, Revivo , Martins gibi . Golü attıktan sonra tek parmağı havada hantal hantal koşan ve başarıdım diyenler , Uwe Rahn ve Tanju gibi . Serhat gibi Kadıköy'de ki boğadan esinlenerek boynuz yapanlar,Kaviedes ve Nigris gibi maske takanlar , Brezilyalların samba figürleri , Bursalıların timsah yürüyüşleri , şimdiki Sivasspor teknik direktörü Bülent Uygun'un asker selamı, Nihat'ın poz verişi , Robie Keane'in yarım taklası ve kol haraketi vb ... Bunlar çoğaltılabilir ve anıldıkça ilginçlikleriyle hatırlanır . Tabi Di Canio gibi nazi selamlarınıda unutmamalı ya da Kezman'a da atıfta bulunulan "çetnik" selamları gibi figürleride hatırlamalıyız . Nouma'nın o haraketi bu değerlendirmelerin tabii ki dışında kalmaktadır .Bu önemli olgunun hakemlerce gereksiz hassasiyet gösterilerek sıradanlaştırılmasına ,estetik olgulardan arındılıp tek düzeleştirilmesine çözüm bulma zamanı gelmedimi? ne dersiniz ?

Yorumlar