Laf olsun Torba Dolsun

Sevilla maçının başlamasına artık saatler var.. Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüs Şükrü Saracoğlu Stadı’na ya girdi, ya girecek.. Bu sırada Galatasaraylı Servet’in tekmesiyle zor bulduğu formasını Kezman’a kaptıran Semih’in telefonuna bir mesaj geldi. Yıldız oyuncu gönülsüzce baktı telefonuna.. Mesaj eşi Pınar’dandı ve şöyle yazıyordu: “Aşkım.. İçime doğdu, son dakika da olsa Sevilla’ya gol atacaksın.” Yedek olduğunu bilen Semih bu mesaja, “Aşkım yedeğim.. Ama bu maçta gol atarsam, dile benden ne dilersen!” karşılığını verdi. Sonra telefonlar kapandı, maç başladı. Skor 2-2’ydi ve Semih ancak 84. dakikada oyuna girdi. Derken 87’de bütün Türkiye’yi ve Sarı-Lacivertli yürekleri bayram yerine çeviren gol geldi. Arkadaşlarıyla ve tribünlerle doyasıya bu golün sevincini yaşayan Semih, saat 01.30’u gösterdiğinde ancak evinin kapısını çalabildi. Eşi Pınar uyumamış bekliyordu. Kapıyı açar açmaz sarıldı, “Aslan kocam sen dünyanın en büyük golcüsüsün” dedi ve öptü. Elbette Semih verdiği sözü unutmuş, yorgunluk kahvesi içmek için salona geçiyordu ki, Pınar bu kez biraz sertleşmiş bir ses tonuyla; “Evet Semih sözünü tut, arabayı istiyorum.. Anahtarlar lütfen” diye seslendi. Semih şaşkın ve biraz da gönülsüz elini cebine atıp, Mercedes’inin anahtarları uzattı.
Doğan ÇİL
http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=109546,2

Akşam gazetesinde yeralan bu yazıyı okuyunca şaştım kaldım.O gündür yazıp yazmamak konusunda düşündüm ve sizlerle paylaşmaya kara verdim yazıyı.Bu ne araştırmacı gazeteciliktir!!!!.polisiye film gibi mübarek.Bunca olaydan nasıl haberdar olunur? oda diğer bir merak konusu ya Semih ile eşi arasında geçen diyaloğa ne demeli .....

Yorumlar