Milli takımımız akşam oynadığı silik ilk yarının ardından durumu ülkesinde dahi tartışılmaya başlanan Koller'e boyun eğmiş , defans hattımız Koller karşısında adeta yokları oynamıştı.İkinci yarı oldukça ümitvar bir şekilde ekran başında toplandığımızda devre arasının takıma olumlu yansımalarını izlemek için sabırzılanırken maçın ilk dakikalarında M.Topal ve Aurelio'ya gösterdiği sarı kartlar sonrası güvenimizi yitiren adeta paranoyaklaşmamıza vesile olan hakemin saha kenarında oyun durduğu anda oyuna girmek için izin isteyen Emre'yi görmezden gelmesi sonrası yediğimiz ikinci gol ile birlikte tüm umutlarımız ve rüyalarımız sona ermişti.Bir kez daha uğruna tarafsız sahalarda mücadele ettiğimiz,Norveç'te kutup soğunda yaz akşamları yaşadığımız ,Yunanistan'da keyif rakısı açtığımız,Malta ve Bosna'da adeta zindanlarda ızdıraplar içinde kaldığımız uzun ,sıkıntılı bazen mutlu bazen kırgın ve umutsuz yolcuktan sonra ulaştığımız organizasyona mevcut durumu ile bizden fazlası olmayan bir Çek takımına yol vermiş olmamızın buhranı ve kırgınlığı ile mücadeleyi izlerken önce Arda'nın Servet'in auta giden kötü pas girişimi sonrası koşup topu Cech'e teslim edişindeki kabullenememe ve hırs bizi silkeledi. 5-6 dakika içinde gol gelirse neden olmasındı? düşüncesi aklımızdan kalbimize bağlanırken bitmek bilmeyen ama'lar yinede tam inanca sahip olmamızı engellerken sahadaki cesuryürekli savaşçı Arda Turan'ın başkaldırışı önce sahadaki diğer oyuncularımıza sonrada ekran başındaki milyonlara sirayet ettiği anda Çek takımı şuurunu yitirmiş ve kaderine razı olmuştu.Arda önce plase ile Cech'i avladı.Ardındanb Hamit bayern Münih takımında neden oynadığını hatırlatırcasına pozisyonu kurgularken Cech gibi bir büyük usta çılgın Türkler karşısnda ellerindeki topu tutamayacak kadar afallıyor sahneyi Nihat kahveci alıyordu.Bu gol ve kazanılan beraberlik sonrası birden kazanma arzusu ve inancı ile bezenen milyonlar tek yürek olup Nihat Kahveci Cech'in kalesindeki örümcekleri alırken çoşku,hırs,sevinç ve gözyaşı adeta tavan yapıyor kopuyorduk.İşte tam bu sırada Volkan kontrolden çıkıp Koller'e hareketi çekiyor ve kalecisiz 10 kişi kalıyorduk
Millilerimiz inanmışlığın bezediği gecede bunuda atlatarak dün akşam bence bir maç ve turdan çok daha fazlasını kazandı.Volkan,Hakan,Tuncay,Aurelio gibi oyuncuların yokluğuna karşın Türkiye milli takımı bu hava ve inançla Hırvatistan karşısında yarı final yolunu açar.Akşam bazı sporyazarlarının özümsemekte zorlandığı Aurelio ve Collin Kazım bile bu inaç ve hırs ile ayakları titreyerek mücadele ediyorsa artık susmaları gerektiğini anlamış olmaları lazım.O kutsal forma içindekini kendinden alıp götüren tarifsiz bir güce sahip .Biz Türkler maalesef böyleyiz.Kolay değil zor olanı seviyoruz. Destansı zaferler kazanıp mucizelere imza atıyor normal birşeyler yapmayı başamıyoruz.Kimbilir belkide bunun sırrı Çanakkale destanı yazan bir ulusun torunları olduğumuz içindir. Destansı yaşamak destanlar yazmak kanımızda var.
Türkiye (4-3-1-2): Volkan, H. Altintop ,Emre Gungor ,(18' st Emre Asik ), Servet , H.Balta Tuncay,Aurelio,TM.opal ,(13' st Kazim ), Arda, Semih, (1' st Sabri ), Nihat
Çek Cumhuriyeti (4-5-1): Cech,Grygera,Ujfalusi,Rozehnal,Jankulovski,Sionko,Matejovsky (39' pt Jarolim), Galasek,Polak,Plasil(35' st Kadlec ); Koller
Goller: 34' pt Koller (R), 17' Plasil (R), 30' st Turan (T), 43' st e 45' st Nihat (T)
Yorumlar