Milli takımımız dün akşam 2010 yolunda işleri zora sokan bir mağlubiyet ile Eylül ayında son perdesi açılacak olan mücadele için içimizdeki umutu söndürdü.Bu aşamadan sonra oyuncu tercihleri,sakatlıklar,Estonya ve Belçika maçlarında yitirilen puanlar,Hollanda'dan buyan üst düzey maç kazanılamaması gibi maddeler ile sıkça yaşanan kaosları tekrar ısıp servis etmenin gereği ve yararı yok. Grup kuraları çekildiğinde en kötü olasılıkla İspanya'nın ardından ikinci olarak play-off'a kalırız deüşüncesine girdiğimiz mücadele ortamında yeniden yapılanan ve oldukça iyi jenerasyon yakalayan Bosna'nın geride kalan 6 maç sonunda 4 puan ve 10 gol averaj arkasına düşerek yolun sonuna geldik.Milli takımın Dünya kupasında mücadele etme şansı matematiksel olarak mevcut olmakla birlikte bu ihtimalin gerçekleşmesi kendi performansımızın yanında tarihlerinde ilk kez böylesine bir organizasyona katılma yolunda ilerleyen şimdiki şartlarda çokdaha dinamik,arzulu ,hırslı ve ülke içinde federasyon ,taraftar ,oyuncular arasında yaşanan büyük kaostan çıkma mücadelesinde birleştiricilik şansı yakalamış olan Bosna'nın , milli takım ile oynayacağı maçın dışında, kalan 3 maçta yapacağı iş kazasına kalmış durumda.2008 Avrupa şampiyonasına grup ikincilerin direk katıldığı sistemde binbir güçlükle ikinci olup şampiyonaya dahil olmamızın ardından ''Türk milli takımı play-off'lardan kurtulup direk mücadelenin içinde olması gereken kalibrede bir ekiptir'' söylemi ile gülücükler dağıtan Fatih Terim'in şimdi İspanya karşısında bulduğumuz pozisyon sayısından dem vurması ,üstü kapalı şekilde oyuncuları son dakika'da yenilen golde beraberliğin önemini idrak edememekle suçlaması ,aradan geçen zamanda katettiğimiz mesafe'nin kısa bir özetidir. Mevcut durumun karanlık olmasına karşın ,Türk olmanın verdiği duygusallıkla umut etmekle ,milli takımın önce grup ikinciliğine uzanıp ardından play-off'ta Dünya kupası vizesine ulaşacağına inanıyoruz.İnanmak istiyoruz. 2010 Afrika'da yeralırız yada almayız bunu 2009 sonbaharında göreceğiz lakin asıl önemli olan 2012 Avrupa futbol şampiyonası yolunda mücadeleye başladığımızda 2008 - 2010 arasında milli takımımızda turnuva stratejisi ve mantalitesi olarak neyi ? ne kadar ? değiştireceğimizdir. Milli takımımız dün akşam 2010 yolunda işleri zora sokan bir mağlubiyet ile Eylül ayında son perdesi açılacak olan mücadele için içimizdeki umutu söndürdü.Bu aşamadan sonra oyuncu tercihleri,sakatlıklar,Estonya ve Belçika maçlarında yitirilen puanlar,Hollanda'dan buyan üst düzey maç kazanılamaması gibi maddeler ile sıkça yaşanan kaosları tekrar ısıp servis etmenin gereği ve yararı yok. Grup kuraları çekildiğinde en kötü olasılıkla İspanya'nın ardından ikinci olarak play-off'a kalırız deüşüncesine girdiğimiz mücadele ortamında yeniden yapılanan ve oldukça iyi jenerasyon yakalayan Bosna'nın geride kalan 6 maç sonunda 4 puan ve 10 gol averaj arkasına düşerek yolun sonuna geldik.Milli takımın Dünya kupasında mücadele etme şansı matematiksel olarak mevcut olmakla birlikte bu ihtimalin gerçekleşmesi kendi performansımızın yanında tarihlerinde ilk kez böylesine bir organizasyona katılma yolunda ilerleyen şimdiki şartlarda çokdaha dinamik,arzulu ,hırslı ve ülke içinde federasyon ,taraftar ,oyuncular arasında yaşanan büyük kaostan çıkma mücadelesinde birleştiricilik şansı yakalamış olan Bosna'nın , milli takım ile oynayacağı maçın dışında, kalan 3 maçta yapacağı iş kazasına kalmış durumda.2008 Avrupa şampiyonasına grup ikincilerin direk katıldığı sistemde binbir güçlükle ikinci olup şampiyonaya dahil olmamızın ardından ''Türk milli takımı play-off'lardan kurtulup direk mücadelenin içinde olması gereken kalibrede bir ekiptir'' söylemi ile gülücükler dağıtan Fatih Terim'in şimdi İspanya karşısında bulduğumuz pozisyon sayısından dem vurması ,üstü kapalı şekilde oyuncuları son dakika'da yenilen golde beraberliğin önemini idrak edememekle suçlaması ,aradan geçen zamanda katettiğimiz mesafe'nin kısa bir özetidir. Mevcut durumun karanlık olmasına karşın ,Türk olmanın verdiği duygusallıkla umut etmekle ,milli takımın önce grup ikinciliğine uzanıp ardından play-off'ta Dünya kupası vizesine ulaşacağına inanıyoruz.İnanmak istiyoruz. 2010 Afrika'da yeralırız yada almayız bunu 2009 sonbaharında göreceğiz lakin asıl önemli olan 2012 Avrupa futbol şampiyonası yolunda mücadeleye başladığımızda 2008 - 2010 arasında milli takımımızda turnuva stratejisi ve mantalitesi olarak neyi ? ne kadar ? değiştireceğimizdir.
Yorumlar