Yarım Kalan Efsaneler

Günümüzün en popüler takım sporu olan futbol iletişim şeçenekleri vasıtasıyla dünyanın tabiri caizse küçülmesi , klüplerin scout ekipleri ile meşin yuvarlağın salındığı her coğrafyayı takibe almalrı sonucu devamlı suretle genç ve yetenekli isimler yeşil sahalarda boy göstermekte ve oyuncular çabuk eskimekte.uzun süreli ve sistemli takip sonrası beklentileri karşılayan oyuncular dışında beklenilen seviyenin altında kalan , dönemsel patlamalarla kitlerlere büyük beklentiler aşılayan , akabinde tarihi hayal kırıklıkları yaratan isimlerin varlığı azımsanmayacak derecede fazla.Bu postumuzun konusu bu isimler.
Javier Saviola
Henüz 16 yaşında River Plate forması ile büyük parıltılar yayan büyük yıldız adayı olarak başlayan kariyerini 1999 yılında gol kralı ve kıta’nın en iyi oyuncusu olarak taçlandıran Saviola , 2001 yazında 20 milyon euro’luk bedel karşılığı transfer olarak sırtına geçirdiği Barcelona forması ile yeşil sahalara ayak bastığında taraflı tarafsız herkesin büyük beklentiler beslediği bir oyuncu konumundaydı. Saviola ,Barcelona transferi sonrası Arjantin U20 milli takımı ile şampiyonluğa uzanırken turnuvanın gol kralı ve en iyi oyuncusu şeçilerek beklentilerin karşılığını vermeye hazır görünmekteydi. 2001 -2004 döneminde Barcelona forması ile sergilediği oyun ve 140 maçta attığı 60 gole a rağmen bir türlü direk oyuncu konumuna ulaşamayan Saviola takımın sezonunda Frank Rijkard’ın tercihi sonrası 2004 -05 sezonunda Monaco’ya kiralık olarak gönderilen akabinde 2005 sezonunu Sevilla forması ile geçiren Saviola , Barcelona dışında geçen kariyerinde başarılı günler geçirerek Sevilla ile UEFA Kupası şampiyonluğunu kazanmış olarak tekrar Nou Camp çimleriden dönmesine karşın Rijkard’ın takınıtlı tavrı genç Arjantinli’nin Barcelona kariyerinin sonu olmuştu.2007 başında La Liga’nın diğer devi Real Madrid Michael Qwen ile tutmayan aşıyı Saviola ile tekrar deneme kararı almış böylece Saviola bonservisi elinde olarak Rijkard’a karşı savaşma hırsı ile Real’in isteğini kabul etmiştir.Saviola verilen fırstaları makul olarak kullansa da fiziki kalite olarak eksik olmasının dezavantajları ile 27 yaşında yetenekli ve pır pır bir futbolcu olarak halen sırasını beklemekte ve sezon sonu büyük ihtimal farklı bir lig ve takımda makus talihini kırma uğraşı verecek.
Salvotore Schilacci
90 Dünya kupası başlarken İtalya adına dillerde dolaşan isim dünyanın en pahalı transferine imza atan Roberto Baggio’du.İtalyan’lar evsahibi olduğu turnuvada Ancelotti, Bergomi,Vialli ,Donadoni, Mancini, Maldini gibi her biri ayrı bir futbol efsanesi olan oyuncu kadrosuna oldukça güvenirken Palermo doğumlu genç Toto kadronun alternatif yüzleri arasında kendine yer bulmayı başardığında beklide kupa’nın akışında alacağı rolü hayal dahi etmiyordu. İtalya grupta açılış maçında Avusturya karşısında son çeyreğe girilmesine karşın aradığı golü bulamamış Roma Olimpiyat stadındaki kalabalığın çoşkusu’nun yerini sıkıntılı bekleyiş almaya başlamıştı. Milli takım koçu Azzeglio Vicini o sırada Toto’yu sahaya sürerken neler düşündü bilinmez lakin Schilacci oyuna girdikten 4 dakika sonra ceza yayından yaptığı vuruş ile Avusturya kalesini düşürdüğünde yaşanan çoşku oldukça açıktı. Schilacci bu gol sonrası Çekoslovakya,Uruguay,İrlanda Cum.ve yarı finalde Arjantin maçlarında gollerini sıralarken adeta bir halk kahramanı olmayı başarmıştı. İtalya turnuvayı 3. bitirirken Toto gol krallığı ve Altın top ödüllerini kazanarak kupa efsaneleri arasına ismini kazımayı başarmıştı. Kupa sonrası Juventus ve İnter formaları ile Serie A kariyerine devam eden İtalyan halk kahramanı bu süreçte maalesef 1990 yazında sergilediği performansı gösteremedi. 1994 yılında kahraman olmasının üzerinden henüz 4 yıl geçmiş, henüz 30 yaşındayken futbolda gelişim göstermek ve popülarite kazandırma arzusundaki Japonya ligi takımların’dan Jubilo İwata’ya transfer olarak kariyerine bu ülkede son verdi.

Yorumlar