Eren Derdiyok ve Türk Futbolundaki Sistemsizlik.

Konu futbol ve gurbetçilerimiz olunca her nekadar aklımıza ilk gelen Almanya olsa da son 20 yıllık dönemde gurbetçilerimizin milli takım forması ile önemli roller üstlendiği ülke hiç süphesiz saatleri , bankaları ve çikolatası ile ünlü İsviçre . Alplerin eteğine kümelenen kantonlardan oluşan 3-4 farklı dilin konuşulduğu , Uefa , Fifa gibi futbol yönetim merkezlerinin yanısıra dünya siyasetininde merkezinde yeralan ,Avrupa'nın ortasında bulunan ve her kültürden biraz alarak hoş bir aroma yaratan İsviçre için mücadele eden son kuşak oyuncular arasında 62 maça sığan 37 gol ile İsviçre milli takım tarihinin en golcü isimi olarak bir dönem damga vuran Kubilay Türkyılmaz , Murat Yakın ve son dönem İsviçre milli takımının en büyük yıldızı Hakan Yakın ve Udinese forması ile zirve yapan Gökhan İnler ilk sırada yer almaya devam etsede ,İsviçre futbolu'nun geleceği bu sezon Basel'den 7 milyon euro karşılığı Bunsdesliga temsilcisi Leverkusen'e geçen Eren Derdiyok. 21 yaşındaki oyuncu fizik kalitesinin yanısır tekniği ile de son Avrupa şampiyonasında fazlaca dikkate çekmeyi başarmıştı .

İnler ,Yakın ve Derdiyok gibi oyuncular klüp yada milli takım düzeyinde ülkemizde Türk kökenli olmaları dolayısı ile spikerler tarafından sıkça dillendirilmesi yada Euro 2008'de izlediğimiz üzere atılan gole tepkisiz davranmaları ile avunmaktan öte 8 milyon civarı nüfüsa sahip , spor denilince kış sporları başta olmak üzere tenis gibi bireysel sporların ilk sıraları aldığı bir ülkenin bize nazaran daha az sayıda isim arasından seçme şansına sahip olmasına karşın , nasıl dünya çapında isimlere sahip olduğunu , nasıl bir spor alt yapısı ve sistemine sahip olduğunu araştırmamızın vakti gelmedi mi ? Eren , İnler , Yakın ve bunlar gibi niceleri , listeyi uzatmak mümkün isimlere , neden bizim bünyemizde forma giydiklerine ? yada gurbetçi ailelerin çocuklarını nasıl kendi milli takımımıza dahil ederiz kısmına hiç takılmayalım . Brezilya'ya bakalım .
Dünya üzerinde aralarında milli takımımızın da bulunduğu Japonya ,Tunus ,Portekiz ,İspanya , Polonya gibi ülkelerde kendi vatandaşlarını oynatmasına karşın Dünya futbolunda her daim belirli bir çizgiye sahip olmayı başaran doğal bir futbol ihracaatçısı konumunda. Bizim asıl düşünmemiz gereken ,vakti zamanında Fatih Terim hocamızında söyleyip , uygulama konusunda aksini gerçekleştirdiği 70 milyondan neden Dünya standartlarında stoper , kaleci , orta saha yada hücüm oyuncusu çıkartacak düzenli bir alt yapı sistemimizin olmamasıdır. Sistemi oturmuş bir Türk futbolu farklı ülkelerde forma giymeyi tercih eden isimlerin ardından vah çekmek yerine farklı milli takımlarda oyuncu oynatmasına karşın Dünya futbolun'da çizgi sahibi bir takım yaratmanın keyfini sürer.

Yorumlar