Marsilya 1990 -93 arasında hem Fransa futboluna damga vuran hem de Avrupa futbolun'da zirve yarışında üst sıralarda yer bulan bir takımdı. 91 finalinde efsane Kızılyıldız'a penaltılarla boyun eğen Waddle , Abedi Pele , Papin , Basile Boli , Tigana gibi isimlerle bezeli kadro 93 finalinde Völler , Desaily , Boksiç , Barthez , Deschamps gibi yeni isimlerin eklenmesi ile Milan karşısında kupaya uzanmayı başarmıştı. CL'yi kazanan ilk ve tek Fransız ekibi konyumuna çıkan Marsilya'nın zirve günleri efsane başkan sıfatını eline alan Bernard Tapie 'nin ortaya çıkan şike skandalları sonrası Ligue 2'ye gerilemesi sonrası son bulduktan sonra doğan Lyon hegomanyasına karşı uvertür konumuna geriledi.
Şike skandalı sonrası Tapie'nin spor alanlarından men edilmesi , ile başkan odaklı ekonomik gücü ve sponsor gelirlerini kaybeden bir çok önemli oyuncusunu sıfır bedel ile elden kaçırmak zorunda kalan Marsilya uzun süre sessiz kaldı.1996 yılında Adidas şirketi'nin Ceo'su ve hissedarı Robert Dreyfus'un takımı satın alması ile Marsilya için ikinci doğuş başladı. İlk takım sahibi olmanın heyecanı ile Ravanelli , Köpke gibi isimlerin transferine karşın istenilen ivme 2-3 sezon sonra Pires , Blanc, Dugarry gibi isimlerin katılımı ile geldi. 99 yılında oynanan Uefa finali ve kazanılan Fransa kupası ve Lig ikinciliği ile özlenen takıma doğru hızla yol alınıyordu.Bu süreçte Marsilya kadrosundan yetişen isimlerin satışı ile ekonomisini kendine yeter hale getirmeyi başarıyordu. Marsilya özellikle Pires ,Barthez Flamini , Makalele , Blanc , Deschamps , Desaily ,Drogba ,Lizarazu , Gallas ,Nasri ,Riberry isimlerini saydığımızda Marsilya'nın transferden kazandıkları daha net görülebilir.
Marsilya geçen sezon Efsane kupayı getiren golün sahibi Basile Boli'nin başkanlığı ve Eric Gerets'in yönetiminde en başarılı sezonunu yaşadı. 2009-10 sezonu öncesi Gerets , Arap yarım adasından gelen bol sıfırlı kontratın peşine düşüp Marsilya'yı bırakırken , al satın karalını yapana Basile Boli'de başkanlık görevinden alındı. tüm bu gelişmelerin ışığında kaos ve belirsizliklerin içine düşmesin beklenen Marsilya , önce Juventus'u Serie A 'ya taşıdıktan sonra anlamsız ve haksız biçimde Ranieri'ye tercih edilerek görevden alınan efsane oyuncusu Deschamps'a takımı emanet ederek tekknik adam koltuğunu sağlama aldı. Deschamps, teknik adam kariyerinde Monaco gibi bir takımı CL finaline taşıyarak önemli bir başarı yakalamasına karşın ahde vefa ile görev aldığı Juventus'ta Serie B günleri ile göz önünden kaybolması ve sonrası yaşadıkları ile kenarda kalan bir isim olmuştu.
Deschamps ikinci başlangıç olarak gördüğü Marsilya'ya kattığı zeka ile başarılı olacaktır. Sezona transfer olduğu günden itibaren hayal kırıklığı yaşatan ve geçen sezonu tamamlayan Cisse'yi Panathinaikos'a , kaptan Loric Kana ise serbest bırakarak başlayan , buna karşılık sıfır bedel karşılığı Beşiktaş'ın serbest bıraktığı ve Deschamps'ın Monaco'da birlikte CL finaline yürüdüğü Eduard Cisse , Fernando Morientes ikilisi ile birlikteBordeaux'tan Diawara , Nice'tan Rool ,Porto'dan 15 milyon euro bedel ile alınan ve ilk maçında omuzundan sakatlık geçiren Lucho Gonzalez ve son olarak Real Madrid'ten alınan Gabriel Heinze takviyeleri ile güçlenen elinde mevcut bulunan Niang , Brandao , Taiwo , Ben Afra oldukça iddialı girmekte. Gerets bu kadroyu gördükten sonra ne düşünüyor ?
Marsilya 1990 -93 arasında hem Fransa futboluna damga vuran hem de Avrupa futbolun'da zirve yarışında üst sıralarda yer bulan bir takımdı. 91 finalinde efsane Kızılyıldız'a penaltılarla boyun eğen Waddle , Abedi Pele , Papin , Basile Boli , Tigana gibi isimlerle bezeli kadro 93 finalinde Völler , Desaily , Boksiç , Barthez , Deschamps gibi yeni isimlerin eklenmesi ile Milan karşısında kupaya uzanmayı başarmıştı. CL'yi kazanan ilk ve tek Fransız ekibi konyumuna çıkan Marsilya'nın zirve günleri efsane başkan sıfatını eline alan Bernard Tapie 'nin ortaya çıkan şike skandalları sonrası Ligue 2'ye gerilemesi sonrası son bulduktan sonra doğan Lyon hegomanyasına karşı uvertür konumuna geriledi. 
Şike skandalı sonrası Tapie'nin spor alanlarından men edilmesi , ile başkan odaklı ekonomik gücü ve sponsor gelirlerini kaybeden bir çok önemli oyuncusunu sıfır bedel ile elden kaçırmak zorunda kalan Marsilya uzun süre sessiz kaldı.1996 yılında Adidas şirketi'nin Ceo'su ve hissedarı Robert Dreyfus'un takımı satın alması ile Marsilya için ikinci doğuş başladı. İlk takım sahibi olmanın heyecanı ile Ravanelli , Köpke gibi isimlerin transferine karşın istenilen ivme 2-3 sezon sonra Pires , Blanc, Dugarry gibi isimlerin katılımı ile geldi. 99 yılında oynanan Uefa finali ve kazanılan Fransa kupası ve Lig ikinciliği ile özlenen takıma doğru hızla yol alınıyordu.Bu süreçte Marsilya kadrosundan yetişen isimlerin satışı ile ekonomisini kendine yeter hale getirmeyi başarıyordu. Marsilya özellikle Pires ,Barthez Flamini , Makalele , Blanc , Deschamps , Desaily ,Drogba ,Lizarazu , Gallas ,Nasri ,Riberry isimlerini saydığımızda Marsilya'nın transferden kazandıkları daha net görülebilir. 
Marsilya geçen sezon Efsane kupayı getiren golün sahibi Basile Boli'nin başkanlığı ve Eric Gerets'in yönetiminde en başarılı sezonunu yaşadı. 2009-10 sezonu öncesi Gerets , Arap yarım adasından gelen bol sıfırlı kontratın peşine düşüp Marsilya'yı bırakırken , al satın karalını yapana Basile Boli'de başkanlık görevinden alındı. tüm bu gelişmelerin ışığında kaos ve belirsizliklerin içine düşmesin beklenen Marsilya , önce Juventus'u Serie A 'ya taşıdıktan sonra anlamsız ve haksız biçimde Ranieri'ye tercih edilerek görevden alınan efsane oyuncusu Deschamps'a takımı emanet ederek tekknik adam koltuğunu sağlama aldı. Deschamps, teknik adam kariyerinde Monaco gibi bir takımı CL finaline taşıyarak önemli bir başarı yakalamasına karşın ahde vefa ile görev aldığı Juventus'ta Serie B günleri ile göz önünden kaybolması ve sonrası yaşadıkları ile kenarda kalan bir isim olmuştu.
Deschamps ikinci başlangıç olarak gördüğü Marsilya'ya kattığı zeka ile başarılı olacaktır. Sezona transfer olduğu günden itibaren hayal kırıklığı yaşatan ve geçen sezonu tamamlayan Cisse'yi Panathinaikos'a , kaptan Loric Kana ise serbest bırakarak başlayan , buna karşılık sıfır bedel karşılığı Beşiktaş'ın serbest bıraktığı ve Deschamps'ın Monaco'da birlikte CL finaline yürüdüğü Eduard Cisse , Fernando Morientes ikilisi ile birlikteBordeaux'tan Diawara , Nice'tan Rool ,Porto'dan 15 milyon euro bedel ile alınan ve ilk maçında omuzundan sakatlık geçiren Lucho Gonzalez ve son olarak Real Madrid'ten alınan Gabriel Heinze takviyeleri ile güçlenen elinde mevcut bulunan Niang , Brandao , Taiwo , Ben Afra oldukça iddialı girmekte. Gerets bu kadroyu gördükten sonra ne düşünüyor ?
Yorumlar