2012-13 sezonu başlarken bir yanda Beşiktaş'ın yaşadığı ekonomik darboğaz sonrası gerek yönetim gerekse medya tarafından geri plana alınarak bir kaç satır ile geçiştirilir duruma gelmesi koskoca klübün sadece bir oyuncusu konumunda olan Quaresma üzerinden medyada yer bulabilir konuma gelmesi , diğer tarafta ise medya tarafından duble kaymaklanıp servis edilen transferler ile donatılan Galatasaray ile tek rakibi konumuna getirilen Fenerbahçe ile oluşturulmak istenen çakma La Liga'nın çakma Barcelona , Real Madrid'i ile izletilmek istenen bir lig ortamı sunulmaktaydı.Süper ligimizde geride kalan 7,5 hafta sonunda yaratılmak istenen çakma Barca -Real , Lig ve Uefa organizasyonlarında sergiledikleri performans , saha içi sonuçları ile Espanyol - Getafe çizgisini dahi bulmaktan uzak. Fenerbahçe için Uefa Avrupa Liginde grup aşamasının geçilmesi yolunda önemli bir adım atılmış ve grup aşamasından sonra asgari 1 tur daha ilerleme ihtimali kuvvetle muhtemel görünürken Galatasaray anlamsız methiyeler düzülen sonuç almaktan uzak oyun yapısı ile CL gruplarında ilk iki maçında puan ve gol kaydına muvaffak olmadı. Galatasaray için grupta kalan 4 karşılaşma grup üçüncülüğünü yakalayarak Uefa Avrupa ligine kalabilmek mücadelesinden öte anlam taşımazken bu hedefin yakalanması ise bence (Umarım yanılırım) pek mümkün görünmüyor.
2012-13 sezonu milli takım için yeniden yapılanacak genç kadro mühendisliği ile ön plana çıkan Abdullah Avcı idaresinde 2014 Brezilya bileti alınmış turnuvada alınacak derece üzerine tartışmalar yapılır durumdaydık. Milli takım ilk dört maç sonunda milli takım yeterlilikleri tartışmaya açık gurbetçi oyuncular ve saha içi performanslarından ziyade çeneleri çalışan miadını dolduran veteran oyuncular ile oynadığı ilk dört karşılaşma sonrası Brezilya 2014 umutlarına hemen hemen yitirmiş ve milli takım kadrosunda ileriye yönelik ışık veren , kadroya dahil edilmiş bir oyuncuda bulunamamış halde.Bir fubol sezonu daha boş hayaller ve alınmamış dersler ile akıp gidiyor...
Yorumlar