Daralan Futbol Ekonomisine Çin Oksijeni & Marc Bosman

    




Her şey Bosman ile başladı.Belçikalı  Jean Marc Bosman , 1990 yılında kulübü FC Liege ile olan sözleşmesi sona ermiş ve yeni sözleşme için FC Liege'in aylık 750 euroluk teklifini az bulmuştu. Bosman kendisi için yeni kulüp arayışına girdi. Fransa'nın Dunkerque klubu ile anlaştı. Bosman ile sözleşme uzatmak için aylık 750 euro öneri yapan FC Liege o günkü geçerli transfer koşullarında oyuncunun sözleşmesi son erse dahi bonservis hakkında elinde tutmasına  olanak sağlayan UEFA, FİFA ve Belçika Futbol Federasyonu kanunlarını öne sürerek Jean Marc Bosman'ın Dunerque'ye transferi için 400 bin euro talepte bulundu.Bu tutarı ödeme gücü olmayan Fransız kulübü, Bosman’ı kiralama yoluna gitti ve bir yıl için 30 bin Euro ödeme yapılacağı konusunda, Royal FC Liege ile “prensipte’ anlaşma sağladı. Böylece yıl sonunda belirlenen bedelin yarısına Bosman’ın bonservisini alma olanağına kavuşacağının hesabını yapan Dunkerque, Bosman’ı sezonun ilk bölümüne yetiştirebilmek için, Fransız Federasyonunca belirlenen son tarih olan 3 Ağustos’tan önce renklerine bağlaması gerekiyordu. Bosman, 30 Temmuz tarihinde Fransızlara, aylık 2 bin 250 euro karşılığında imza attı. Aynı gün Dunkerque banka teminatını ve sözleşmeyi Belçika kulübüne yollamasına karşın; Fransız kulübünün mali bir bunalımda olduğu haberini öğrenen Royal FC Liege, sözleşmeyi işleme koymadı ve Bosman’ı kulübü tarafından yapılan teklifi reddettiği için idari olarak cezalandırarak kadro dışı bıraktı. Böylece aylık 750 euro’luk ödemeden de kurtuldu. 3 Ağustos tarihi geldiğinde de, Fransız Futbol Federasyonu’na, Belçika kulübü Bosman’ın bonservisini göndermedi. Bosman’dan ilk maçlarda yararlanamayacak olan Dunkerque de bu transferden tamamen vazgeçti.

      

       Bosman artık kulüpsüz ve işsiz dolayısıyla geliri olmayan bir pozisyona düşmüştü. Belçikalı Marc Bosman, hakkını aramak üzere Liege 1. Asliye mahkemesine müracaat ederek eski kulübü, Belçika Futbol Federasyonu ve UEFA’ya karşı açtı. Dava konusu ise uluslararası transfer sisteminin yasallığını sorguluyordu. Yerel mahkemenin lehte kararı sonucu hakim davayı Avrupa Adalet Divanı’na havale etti. Çünkü konu, Avrupa Topluluğunu ilgilendiren iki uluslararası yönetmeliğin çakışmasıydı. Uluslararası Transfer Yönetmeliği, oyuncuların sözleşmesi bitse dahi kulüp tarafından belirlenecek bonservis bedelinin yeni kulüp tarafından ödenmesini öngörüyordu.Mevcut  yönetmelik  Avrupa Topluluğunun, çalışanların serbest dolaşım hakkını garanti altına alan yasalarıyla temelden çelişiyordu. Belçikalı hakim ayrıca dava kapsamına liglerde uygulanan yabancı sınırlamasının Avrupa Topluluğu çalışma yasalarına aykırı olduğu yönündeki görüşünü de kattı. Beş yıllık zorlu davanın ardından, Avrupa Adalet Divanı 15 Aralık 1995’te futbol dünyasını baştan aşağı sarsan kararını açıkladı.Buna göre Futbol başta olmak üzere profesyonel spor dalları ekonomik ve ticari bir faaliyet olarak tanındı. AB vatandaşları milli takımlar dışında AB üyesi ülkelerde mensup oldukları milliyetlere bakılmaksızın o ülkenin vatandaşlarıyla aynı haklara sahip olacak yani yabancı  oyuncu tanımlaması ve kısıtlaması AB üyesi ülkeler arasında  söz konusu olmayacak, oyuncuların kontratlarının sona ermesi halinde bonservis v.b kısıtlamalarla transferlerinin engellenmesi suç sayılacak , kulüplerin centilmenlik anlaşması v.b uygulamalarla bu kararı delmeye çalışması da suç kapsamına alınacaktı. 




    Bosman, bu karar açıklandığında futbol kariyerini sonlandırmış ve bu kararın sonrası profesyonel bir sporcu olarak kazanım sağlayamamıştı lakin Dünya Futbol tarihine geçen ve futbolu sektör kabul ettiren en önemli figür oldu. Bosman kararları  öncesi kadrolarında farklı milletlerden 3 -5 oyuncu barındıran kulüpler artık uluslararası yapıya bürünmüş ve çok uluslu kadrolar kurmaya başlamıştı. 2000'li yıllar ile birlikte futbol kulüplerinin Arap, Rus, Amerikalı ve Asyalı zengin iş adamlarının kontrolüne geçmesi İngiltere, İspanya ve Almanya liglerinin büyük katma değerler yaratmaya başlayan dünya çapında pazarlamaya tabi yapıları ve yeniden kurgulanan Champions League organizasyonu  transfer pazarında dönen rakamları önce çift haneli ve nihayetinde 100 milyon eurolara kadar yükseltirken, Katar, Amerika , Rusya, Türkiye gibi  top class seviyede miadı yada pazarı dolan oyunculara iyi bedellerle  talepkar  olan liglerin oluşturduğu ikinci , üçüncü el oyuncu piyasası ile futbol endüstrisi zaman zaman daralmasına ve ülkemiz kulüplerin,in olduğu gibi ekonomik dar boğaza giren aktörler yaratmasına karşın her dönem yeni bir aktör bulmaya ve çarkları çevirmeye devam ediyor.


 

 Sıkışan futbol pazarının son oksijen tüpü bu sezon 16 takımla oynanmaya başlayacak olan  Çin Ligi oldu. Nicolas Anelka,Didier Drogba, Lucas Barrios , gibi isimlerin transferi ile başlayan Çin transfer hamlesi bu sezon ile birlikte patlama yaptı. Ülkemizden  Demba Ba, Ersan Adem, Stephane Mbia, Paolu Henrique gibi oyuncuların gidişi ile dikkat çeken Çin Futbol Ligi uluslararası pazarda da sıcak para kaynağı olmaya başladı. Chelsea ,Ramires için 28 milyon euro,, A. Madrid- Jackson Martinez için 42 milyon euro, Roma - Gervinho için 18 milyon euro , Corinthians - Renato Augusto için 9 milyon euro ,İnter- Fredy Guarin için 11 milyon euro, Shaktar Donetsk - Alex Teixaria için 50 milyon euro sözleşme fesih bedeli tahsil etti bile. Sıkışan Avrupa futbol ekonomisi için Çin ve henüz dönemsel olarak faaliyet gösteren lakin genişlemesi beklenen Hindistan oksijen çadırı olmaya ve arada Rusya, Türkiye, gibi ligleri de sübvanse etmeye aday. Marc Bosman ile başlayan Butterfly Effects 21 yıl sonra futbol pazarını bu noktaya taşıdı.Astronomik rakamların döndüğü futbol çarkının dişlilerini yağlamak üzere Amerika, Katar, Rusya sonrası bayrağı devir alan  Çin ve bir sonraki koşusu Hindistan  ile futbol ekonomik pazarı artı can suyu alıyor lakin mevcut futbol piyasası şartlarında yeni Bosmanlar ve Butterfly Effects dönemi hızla yaklaşıyor.

Yorumlar